Ak Parti, İnfaz Paketini Tbmm'ye Sundu...abdullah Güler: Yeni Düzenleme Kurban Bayramı Öncesi Çıkabilir
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, yeni infaz paketinde Covid-19 düzenlemesinin bulunmamasına ilişkin, "Bunu genelleyerek, her şartta bir infaz düzenlemesi gibi düşünmek doğru değil. O dönem içerisinde yapıldı, salgın tamamlandı. Bunun bir infaz düzenlemesinin asli unsuru sayamayız, bu geçici idari bir tedbirdir. İnfaz sistemi içerisinde daha köklü düzenleme yapmamız lazım. Bu konuda Adalet Bakanlığımızca çalışmalarımız devam ediyor" dedi. 19 bin 800 mahkumu etkileyecek yeni düzenlemenin Kurban Bayramı ö
(TBMM) - AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, yeni infaz paketinde Covid-19 düzenlemesinin bulunmamasına ilişkin, "Bunu genelleyerek, her şartta bir infaz düzenlemesi gibi düşünmek doğru değil. O dönem içerisinde yapıldı, salgın tamamlandı. Bunun bir infaz düzenlemesinin asli unsuru sayamayız, bu geçici idari bir tedbirdir. İnfaz sistemi içerisinde daha köklü düzenleme yapmamız lazım. Bu konuda Adalet Bakanlığımızca çalışmalarımız devam ediyor" dedi. 19 bin 800 mahkumu etkileyecek yeni düzenlemenin Kurban Bayramı öncesi çıkabileceğini belirten Güler, "Salı günü de Meclis çalışmalarımız devam ediyor. Meclis Başkanlığı seçimlerimiz var. Hemen devamında o gün için değerlendirebiliriz" ifadelerini kullandı.
Yeni infaz düzenlemelerini içeren ve TBMM Başkanlığına sunulan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler tarafından düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Güler, basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı:
Güler, bir basın mensubunun "Covid tahliyeleri teklifte yer almadı. Terör örgütü olamamakla birlikte terör örgütü propagandası yapma suçu da ilga olacaktı. Nasıl bir formül işleyecek" sorusunu şöyle yanıtladı:
“Ceza-infaz sistemini iki başlıkta ele almak gerekiyor. Ceza infaz sisteminin birinci başlığı; suçun özelliğine göre, infaz oranlarımız var. Bu infaz oranlarını kapalı cezaevinde geçiren mahkumlar koşullu salıverilme kapsamı içerisinde bir yıllık açık cezaevi şartlarından sonra denetimli serbestlikle tahliye edildiler. Adam yaralama, tehdit, gasp ve dolandırıcılık gibi suçların ceza infaz sistemi içerisindeki infaz oranı, iyi hal durumu açısından 1/2’dir. Adam öldürme suçları 3/2’dir. Uyuşturucu, örgütlü suçlar, çocuğun cinsel istismarı suçları da 4/3 infaza tabidir. Diğer hususlarda, bunun dışında cezaevi koşulları içerisinde alınan idari tedbirlerdir.
Covid dediğimiz düzenleme, o dönemler içerisinde yaşanan, salgın hastalık nedeniyle ilgili mahkumların sayısının azaltılması için Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan mahkumların bir yıl kala geçtikleri açık cezaevi şartlarına üç yıl süresi eklenerek, geçiş sağlanmış; açık cezaevinde bulunan mahkumların da infazı, tahliyesi sağlanarak dışarıda geçirdikleri süre ceza infaz kurumunda geçirdiği süre sayılmıştır. Bu o günkü şartlarda yaşanan bir idari tedbirdir. İnfaz koşullarında devamlılığı olan ve konu olarak oransal manada mahkumun infaz koşulları içerisinde o süreyi tamamladıktan sonra koşullu salıverilme şartlarına dahil olacak hususları içermemektedir.
"Bunu genelleyerek, her şartta bir infaz düzenlemesi gibi düşünmek doğru değil"
Herhangi bir bölgede deprem yaşandığında cezaevi koşullarında, infaz şartları ortadan kalkmışsa onları başka yere tahliye edersiniz. Bu bir idare tedbirdir, Covid’de öyledir. Bunu genelleyerek, her şartta bir infaz düzenlemesi gibi düşünmek doğru değil. O dönem içerisinde yapıldı, salgın tamamlandı. Bunun bir infaz düzenlemesinin asli unsuru sayamayız, bu geçici idari bir tedbirdir. Kalıcı olan işlere bakmak lazım. Kalıcı olarak İnfaz Kanunu'nun daha da sadeleştirilmesi, oranların daha da belirli hale gelmesi, özellikle koşullu salıverilme şartlarında idare ve gözlem kurullarımız var. Aile Bakanlığımızdan, Sağlık Bakanlığımızdan, cezaevi yönetiminden, başsavcılıktaki ilgili savcının başkanlığındaki bu kurullar, koşullu salıverilme şartları içerisinde ilgili mahkumun iyi halini belirliyor. İyi hal şartlar içerisinde o raporu hazırlıyorlar. Dolayısıyla infaz sistemi içerisinde daha köklü düzenleme yapmamız lazım. Bu belirlilik ilkesi noktasında, idari gözlem kurullarımızı güçlendirmemiz ve uygulama bütünlüğü sağlamalıyız. Bu konuda da yine Adalet Bakanlığımızca çalışmalarımız devam ediyor. İdari olarak, geçici süreyle yapılacak bir işlemin kalıcı hale getirilmesi de çok sıkıntılı bir hal alıyor.
Anayasa Mahkememiz, Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinin 6. fıkrası ile Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinin 3. fıkrasını, ‘belirlilik ve kanunilik ilkesi, ölçülülük ilkesi’ kapsamında iptal etmişti. Biz geçen düzenleme noktasında değerlendirdik. Bu ilga değil. Zaten iptal edildiği için önümüzdeki temmuz ayı itibarıyla zaten süresi doluyor. Yeniden düzenlememe konusunda bir yol tercih ettik. Zaten mevcut ceza kanunlarımızdaki maddelerimiz bu konularda yeterli görünüyor. Bu konu başlığını düzenlemedik."
"Af gibi bir değerlendirme yaparak bu soruna kalıcı çözüm üretemeyiz"
"Bu yasa teklifi cezaevindeki kaç kişi ilgilendiriyor" sorusunu Güler, şöyle yanıtladı:
"Mükerrirler dediğimiz, 4/4 yani infaza tabi olan yaklaşık 19 bin 800 civarında doğrudan bir mahkumu etkiliyor. Hasta, engelli, doğum yapmış kadın için ve diğer özel infaz koşulları ile ilgili durum malumumuz Adli Tıp Raporuna bağlandığı için oradaki engellilik durumu, tek başına cezaevi koşullarında mahkumiyetini geçirememe durumu, ağır hastalık durumunun tespiti gerekiyor. O belirledikten sonra ancak idari gözlem kurulları ve infaz hakimliğini onayıyla ancak konutta infaza geçiyor. Tam bir sayı verme imkanı yok. Tahmin ediyorum bin 500, iki bin civarında bu yönü ile birlikte bir müracaat olabileceğini düşünüyoruz."
Covid düzenlemesinin ‘pakette hiç her almadığının’ altını çizen Güler, şöyle devam etti:
“Suç ve ceza adaleti ile beraber bizim elimizde, çalıştığımız birçok talebe yönelik maddeler oluyor. Vatandaş bize başvuru yapıyor. Birçok konuda düzenleme yapılmasını istiyor. Biz kurumlarımızdan etki analizleri istiyoruz. İlgili, bu konuda uzman arkadaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Ben muhalefet partileri ile de paylaştım. Bu konuda bir talep var. Değerlendirme noktasında çalışıyoruz. ‘Kaç kişiyi etkiliyor, hangi unsurlar var, yaptığınız takdirde başka bir adaletsiz duruma sevk edilebilir mi’ diye biz çalıştık. Ancak bu şartlar dahilinde, suç-ceza adaletini sağlanması, özellikle kamu düzeni ve bizim vatandaşımızın cezasızlık algısı noktasında beklentileri ve ölçülülük ilkesi yani işlediğiniz suça göre orantılı olarak hem infaz rejimi içerisinde hem de suç ceza adaleti içerisindeki kalacağınız cezaevi şartlarının durumu var.
Amacımız düzenlemelerde, bundan sonraki hedeflerimize de bir daha suç işlemeyecek boyutta mahkumların ıslahı noktasında güçlü tedbirler geliştirmek. Erken tahliye ederek veya ceza indirimi yaparak, af gibi bir değerlendirme yaparak bu soruna kalıcı çözüm üretemeyiz. Suç işleyen ve mahkumiyeti kesinleşmiş kişilerin bir daha suç işlememesi noktasında, cezaevi koşullarını iyileştirmek, eğitimini tamamlama, iyi hal şartlarını güçlendirme, sosyal projelere katılımını sağlama, meslek edindirme, ve bu kişilerin psikolojik destek alması gibi bir çok unsurları geliştirmemiz gerekiyor. Gerçekten iyi hale erişmiş mahkumlarımızın da koşullu salıverilme imkanları içerisinde tahliye edilmesi ve bunun da izlenmesi gerekiyor. Bizim önümüzdeki dönemlerde İnfaz Kanunu'nda, oranların daha da sadeleştirilmesi, belirginleştirilmesi ve infaz koşulları içerisinde koşullu salı verme imkanlarımızın daha da geliştirilmesi noktasında gayretimiz var.”
Düzenleme, Kurban Bayramından önce çıkabilir
Güler, "Tutukluluk sürelerinin uzun olmasına yönelik bazı eleştiriler var. Ceza sistemine ilişkin bir değişiklik beklenir mi” sorusuna şu cevabı verdi:
"Öneriler, teklifler var. İmkanları ölçüsünde eğer meclis tatile girmeden bir zaman olursa olabilir ama tahminim sonbahara yani ekim ayı dönemine gelebilir. Uzun bir çalışma dönemini yapmamız gerekiyor. Etki analizlerini iyi oluşturmamız gerekiyor. Kalıcı, mahkum ıslahlığa katkı sağlayacak düzenlemelerin iyi olması için her türlü çabayı gösteriyoruz."
Sonbaharda yeni bir Covid-19 düzenlemesinin olup olmayacağına ilişkin Güler, "Covid demeyelim, infaz düzenlemesi noktasında kalıcı, daha açık, net, belli oranların ve koşullu salı verme imkanlarının genişletilmesi, idari gözlem kurullarıımızın daha doğru kararlar vermesi noktasında bir düzenlemeye bakmak lazım. Ona da çalışıyoruz" dedi.
Güler, "Terör suçlarıyla ilgili düzenleme olacak mı" sorusunu şu şekilde yanıtladı:
"İnfaz oranları derken hepsini kapsıyor. Bizim şu anda infaz sisteminde belli suçlar, 1/2 infaza tabi, koşullu salıverilmesi ona göre başlıyor. Bazıları 3/2, adam öldürme gibi. Bazıları da 4/3 içinde. Bizim daha sadeleştirmemiz lazım. Biz, infazın belli bir oranda olmasını sağlayıp, 1 veya 2 noktasında, belli suç tiplerini belirleyip yani iyi hali güçlendirecek, mahkumun sadece tahliyesi değil, mahkumun bir daha suç işlememesi noktasında tahliyesini sağlayacak koşulları oluşturmamız lazım. Siz bunları sağlamadan kişiyi tahliye ettiniz. Çok kısa bir zamanda yeniden bir suç işleyerek içeriye giriyor. Bu tedbirlerin, düzenlemelerin ne anlamı kalıyor. Her türlü düzenlemeyi, suç-ceza adaleti ve belirli suç tipleri açısından belirlilik ve açıklık noktasında durumu hedeflememiz lazım."
Kanun teklifinin Kurban Bayramı öncesi çıkıp çıkmayacağına ilişkin Güler, "Adalet Komisyonu Başkanı ve arkadaşlarımız gruplarla şimdi konuşuyor. Tahmin ediyorum olabilir. Salı günü de Meclis çalışmalarımız devam ediyor. Meclis Başkanlığı seçimlerimiz var. Hemen devamında o gün için değerlendirebiliriz. Önemli olan komisyonun çalışmalarını tamamlamasıdır" ifadelerini kullandı.
Anka Haber Ajansı