Chp Genel Başkanı Özel: "Hem Barışın Hem Türkiye'nin Bölünmez Bütünlüğünün, Üniter Devletin Güvencesiyiz"

Chp Genel Başkanı Özel: "Hem Barışın Hem Türkiye'nin Bölünmez Bütünlüğünün, Üniter Devletin Güvencesiyiz"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, terör örgütü PKK'nın fesih kararının ardından yapılacağı belirtilen yeni anayasa sürecinin CHP olmadan işletilemeyeceğini belirterek, "CHP tutumunu çok net olarak ortaya koyuyor. Bize rağmen burada bir anayasa işletemezler. Bize rağmen burada işletebilecekleri hiçbir süreç yok. Gözlerinin içine bakarak söylüyorum ki, biz buradayız. Hem barışın güvencesiyiz hem Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünün güvencesi, üniter devletin güvencesiyiz" dedi.

(ANKARA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, terör örgütü PKK'nın fesih kararının ardından yapılacağı belirtilen yeni anayasa sürecinin CHP olmadan işletilemeyeceğini belirterek, "CHP tutumunu çok net olarak ortaya koyuyor. Bize rağmen burada bir anayasa işletemezler. Bize rağmen burada işletebilecekleri hiçbir süreç yok. Gözlerinin içine bakarak söylüyorum ki, biz buradayız. Hem barışın güvencesiyiz hem Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünün güvencesi, üniter devletin güvencesiyiz" dedi.

CHP Genel Başkanı Özel, Manisa’nın Soma ilçesinden katıldığı NOW TV canlı yayınında soruları yanıtladı.

Terör örgütü PKK'nın fesih kararının ardından işletileceği belirtilen yeni anayasa sürecinin hatırlatılması ve "Siz yoksunuz orada" yorumu üzerine Özel, şunları söyledi:

"İşletemezler. CHP tutumunu çok net olarak ortaya koyuyor. Bize rağmen burada bir anayasa işletemezler. Bize rağmen burada işletebilecekleri hiçbir süreç yok. Gözlerinin içine bakarak söylüyorum ki, biz buradayız. Hem barışın güvencesiyiz hem Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünün güvencesi, üniter devletin güvencesiyiz. Kendi kendilerine bir sabah kalkıp bir darbe planladılar. O darbeyi ne kadar püskürttüysek yarın CHP'ye rağmen bu ülkenin kurucu değerleriyle çelişkili, bu ülkeye kafa tutan bir iş yapmaya kalktıklarında o gün darbeye kalktıklarında kendinden çok emin olanlar böyle bir şeyi yapmaya kalktıklarında, CHP'nin ve bu milletin gücünü bambaşka bir yerden tadarlar. O ayrı bir şey. Akıllarını başlarına toplasınlar. Yapacaklarsa bir süreç, terörü sonlandıracaksak hep birlikte Meclis zemininde oturarak, tartışarak, yasal düzenlemelerle kötü uygulamaları çözerek, bir kişinin değil, Türkiye'deki herkes için demokrasi, herkes için özgürlük, herkes için adil yargılanma hakkını savunarak, şeffaflık içinde bu işleri götürecekse götürürüz. Biz bu ülkenin bölünmez bütünlüğünün teminatıyız. Bizim olmadığımız yerde gizli pazarlıkların, al-verlerin olduğu yerde sağlıklı bir süreç işlemez. Herkes aklını başına alacak."

"CHP yeni bir iktidarın inşa mitinglerini yapıyor"

CHP Genel Başkanı Özel, partisince düzelenen mitinglere ilişkin sorular üzerine de siyasi mitingler yapmadıklarını belirterek, "CHP yeni bir iktidarın inşa mitinglerini yapıyor. Bu iktidar, Türkiye ittifakının iktidarıdır. Bu iktidar, demokrasiyi kuranların ve demokrasiye sahip çıkanların iktidarıdır. Biz bu ülkeyi kurtarırken de birlikteydik. Bugün de bu ülkeyi bir kez daha kurtarıp bir kez daha demokrasiyi kurarken de birlikte olacağız. Biz Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle bu ülkeyi birlikte kurtardık. Demokrasiyi birlikte kurduk. Bugün AK Partililerin dedeleriyle, CHP'lilerin dedeleri Kurtuluş Savaşı'nda omuz omuzaydı. Bugün son seçimlerde MHP'yi tercih etmiş, son seçimin AK Parti'de ve MHP'lileriyle biz büyük bir mücadeleyi verdik" diye konuştu.

Şimdi de Türkiye ittifakında, sosyal demokratlar, milliyetçi demokratlar, muhafazakar demokratlar, Kürt demokratlar hep birlikte olduklarını söyleyen Özel, şöyle devam etti:

"CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu. Türkiye ittifakı, bugün otokrasi yanında demokrasiyi savunanların ittifakıyız şu anda biz. Ve şunun hesabını yapıyoruz. Aslında bunun için de dünya kadar AK Partili siyasetçinin de yer alacağını iddia ediyorum. Neyin içinde? Çok basit anlatayım. Zaman zaman futbol deyimleri kullanıyoruz. Kolay da anlaşılıyor. Siyaset bir sahada yapılan futbol maçıysa ve demokrasi bunun topuysa, demokratik kurallara göre yapılan müsabakalarla biz aramızda yarışırız. Her birimiz farklı partileriz, farklı takımlarız. Tayyip Bey de geldi, bu demokrasi sahasında, bu demokrasi stadında çıktı, maçlar yaptı. 20 küsur senedir de kurduğu son takımla bütün seneler şampiyon oldu. Maçları kazandı. Son maçı kaybetti. Son maçı biz kazandık. Son şampiyonluğu biz aldık. Millet takdir etti kupayı bir sefer de bize verdi. Tayyip Bey hazımsızlık yapıyor. Gitti topu aldı. Eve doğru gidiyor "Keseceğim ben bunu" diyor. Şimdi Zafer'lisi de MHP'lisi de DEM'lisi de AK Parti'lisi de CHP'lisi de o statta maç yapıyorduk biz. Tayyip Bey yenildi diye topu götürüyor. "Maç bitti" diyor. "Artık maç yok" diyor. Şimdi biz hep beraber onun elinden o topu kurtarıp demokrasi sahasını yine birbirimizle demokratik zeminde rekabet edebilecek bir hale getirmemiz lazım. Sandık kaçırılıyor. Topu götürüyor adam. Demokrasiyi ortadan kaldırıyor. Burada umudum AK Partili genç siyasetçilerdedir. Tayyip Bey'e demeleri lazım ki "Dede, baba ver. Biz onları yeneriz. Sen niye böyle yaptın? Kazanırken oynuyorsun, kaybedince topu niye aldın? Bırak bize. Sen geç evde dinlen. Otur, emekliliğini yaşa. Biz gidelim sahaya. İki gün yeniliriz. Üçüncüde yeneriz." Bunu yapabilirse AK Parti kalıcı bir siyasi parti olur. Topu Erdoğan'ın elinde tutup tutmasına, kimseyi oynatmamasına seyirci kalınırsa Türkiye'de demokratik siyaset tasfiye olurken AK Parti'deki siyaset de tasfiye olur."

"Ekrem İmamoğlu artık sadece CHP'nin değil 15,5 milyon vatandaşın adayıdır"

Özgür Özel, "Önceki günlerde mesela cumhurbaşkanlığı için Mansur Yavaş'ın ismini de geçirdiniz. Burayı biraz açar mısınız?" sorusunu da şöyle yanıtladı:

"CHP adayı Ekrem İmamoğlu demenin çok ötesinde bir noktadayız biz. O düne kadar öyleydi. Şöyle ki CHP karşı karşıya bulunduğu saldırılardan ve bunlara karşı konvansiyonel standart siyaset yöntemleriyle mücadele eden artık bir sonuç doğmadığını gördü. Neden? Karşıda gözü dönmüş bir başsavcı, bir gün Türkiye'nin en büyük ilçesi Esenyurt'un seçilmiş belediye başkanı Ahmet Özer'i alıyor. Öbür gün gidiyor Beşiktaş Belediye Başkanı rekor oyla seçilen Rıza Akpolat'ı alıyor. Öbür gün gidiyor bir başka belediye başkanına bir başkasına saldırıyor. Altı belediye başkanı içeride. Dünyanın en tanınmış metropolümüzün bir yıl önce daha iki kişiden birinin oyuyla seçilmiş İmamoğlu içeride. Normal yöntemlerle bunlarla baş etmenin mümkün olmadığını, bugünlerin geldiğini gördük biz. Ne zaman? Aralık ayında ocak ayında. Oturduk bir çalışma yaptık ve bir karar verdik. Dedik ki "Biz madem ki erken seçim istiyoruz, adayı da erken belirleyeceğiz. Bunu da genel başkan ya da yöneticiler değil, bütün üyelerle yapacağız." Ekrem İmamoğlu artık sadece CHP'nin değil 15,5 milyon vatandaşın adayıdır. Ve Ekrem İmamoğlu önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanı'nın karşısındaki en güçlü adaydır ve milletimizin takdiriyle bir sonraki Cumhurbaşkanı olmaya adaydır. Bu yüzden "onun adaylığından kendisi dahi vazgeçemez" dedim biri sordu. Bırakın benim aday değiştirmemi, partinin aday değiştirmesini, kendisi dahi vazgeçemez. Arkasında Allah sağlık, sıhhat verdikten sonra 15,5 milyon var. Bunun dışında da bir başka seçeneğimiz yok.

"İlk başarabildiğimiz zaman da güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme geçeceğiz"

Diğer konu dediğiniz Mansur Bey. O gün gelir Ekrem Bey'in adaylığını kabul etmezler. Başvurusunu almazlar. Diplomayı vermezlerse ne olur? Yüzde 70'le CHP'nin göstereceği aday iktidar olur. 400'ün milletvekili olur. Anayasa değiştirecek güç olur. Onu anlattım. Anayasayı değiştirecek güç olduğunda yine de milletimize de onaylatmak şartıyla güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülmüş olur. Zaten bu, bizim hepimizin söylediği Ekrem Bey'in de benim de Türkiye için kısa, orta vadede en önemli hedefimiz bu bizim. İlk başarabildiğimiz zaman da güçlendirilmiş bir parlamenter sisteme geçeceğiz. Tarafsız bir cumhurbaşkanımız olacak, icracı bir başbakanımız olacak. Güçlü bakanlar, güçlü Meclis ve onun denetimi olacak. Bugünkü gibi bakanlar Erdoğan'ın dolma kaleminin mürekkebinden mürekkep bakanlar vatandaşın işine bakmıyorlar, Cumhurbaşkanı'nın gözüne bakıyor. Adam yangın söndürmeye, helikopter yolluyor. Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle yolladım" diyor."

"Millete güveniyoruz, başka da kimseye sığınmıyoruz"

Ekrem İmamoğlu'nun diploma iptaline ilişkin kararın, Beylikdüzü'ndeki evine tebliğ edildiğinin belirtilmesi üzerine Özgür Özel, şöyle konuştu:

"Bunlar gerçekten komik bahaneler. Bugün Türkiye'nin dört bir yanından Ekrem Bey'e mektuplar geliyor. "Ekrem İmamoğlu Silivri', "Ekrem İmamoğlu İstanbul" yazıyor, çocuklar resim çizmiş. Postaya veriyor. Onlar ulaşıyor Ekrem İmamoğlu'na. Koskoca İstanbul Üniversitesi'nin rektörü Ekrem İmamoğlu'na tebligat yapacak. Nereye yapacağını bilememiş. Geçen de sordular söyledim. O üniversite 1453 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet üniversiteyi kurdu. Böyle bir adamın başına rektör olacağını bilseydi ‘Kardeşim değmez’ derdi. O yüzden Fatih Sultan Mehmet’in onca güçlüklerle karadan gemileri yürütüp fethettiği kentin, o sene kurduğu üniversitenin başına böyle bir kifayetsizin geleceğini bilseydi ‘Bırak olduğu yerde kalsın’ derdi. Ama biz Fatih’e de yakışır, İstanbul’a da yakışır, İstanbul Üniversitesi’ne de yakışır rektörler seçeceğiz oraya. Kim seçecek biliyor musunuz? İstanbul Üniversitesi’nin öğretim görevlileri, öğrencileri, okulla bağını koparmamış mezunlarının oylarıyla oraya rektör seçilecek. O zaman böyle birinin talimatıyla böyle eli titreyen… İşletme Fakültesine ‘iptal et’ dediler. Çarşamba günü görüşecek. Baktılar ki İşletme Fakültesi iptal etmeyecek. Salı günü üniversitenin içindeki ringleri veya işte boyaları falan satın alacak kurulla diploma iptal ettiriyorlar. Böyle bir kifayetsizin aldığı kararı, dizleri titrediği için tebliğ edecek mecali yoktu. Beklediler ki bu hafta gündem biraz karışık olsun, onlar bunlar olsun. O karar da döner. O da zaman ayarlı. Bundan sonra iftiralarla ve dünya kadar insanlara baskı yaptırılarak yapılan bu yargılamalar milletin vicdanından döner ya bir üst mahkemeden döner, dönmezse milletin vicdandan döner, sandıktan döner. Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Bugün sırf iktidarlarını sürdürebilmek için kötülüğe sarılanların yaptıkları her şey milletin hesabından döner. Çünkü en yüksek hesap elbette, en yüksek kararı verecek merci millettir. Millete güveniyoruz, başka da kimseye sığınmıyoruz."

(SON)

Anka Haber Ajansı