Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sanatçılarımız, Sporcularımız Ve Gençlerimiz Müsterih Olsun

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sanatçılarımız, Sporcularımız Ve Gençlerimiz Müsterih Olsun

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üçüncü Uluslararası Yeditepe Bienali'nde, "Sesi çok çıkanlar, bağıranlar, çağıranlar, sözün şehvetine kapılıp sağa sola tehdit savuranlar kazın ayağının hiç de öyle olmadığını göreceklerdir. Sanatçılarımız, sporcularımız ve gençlerimiz, özellikle müsterih olsun. Ana muhalefetin hortlatmaya çalıştığı tek parti faşizmi tarihe karışmıştır. Eski Türkiye’nin kötü bir hatırası olarak da hep öyle kalacaktır. Darbenin, cuntanın, yasakların ve baskıların egemen olduğu o karanlık g

(İSTANBUL) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üçüncü Uluslararası Yeditepe Bienali'nde, "Sesi çok çıkanlar, bağıranlar, çağıranlar, sözün şehvetine kapılıp sağa sola tehdit savuranlar kazın ayağının hiç de öyle olmadığını göreceklerdir. Sanatçılarımız, sporcularımız ve gençlerimiz, özellikle müsterih olsun. Ana muhalefetin hortlatmaya çalıştığı tek parti faşizmi tarihe karışmıştır. Eski Türkiye’nin kötü bir hatırası olarak da hep öyle kalacaktır. Darbenin, cuntanın, yasakların ve baskıların egemen olduğu o karanlık günleri geri getirmeye kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yedikule Hisarı'nda düzenlenen Üçüncü Uluslararası Yeditepe Bienali'ne katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları kaydetti:

"Yeditepe Bienali bu coğrafyanın ruhunu taşıyan klasik Türk sanatlarını günümüzün kültür ve sanat iklimi ile buluşturan çok değerli bir adımdır. Bu programa ilham veren kültür ve sanat hazineleri bizim kim olduğumuzun, nereden geldiğimizin, nasıl bir maziyi tebarüz ettiğimizin en güzel nişanelerinden biridir. Çünkü biz çini ile konuşan, hat ile anlatan, ebru ile dua eden, tezhip ile sabrı resmeden bir milletiz.

Balkanlardan Afrika'ya, Asya'dan Avrupa'ya, Hicaz'dan Kafkasya'ya hayata geçirdiğimiz birçok proje ve programla köklerimize sıkı sıkıya sahip çıkmaya özen gösterdik. Gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizle aramızda yeni köprüler kurduk. Ecdadın emanetlerinin izini sürerek tarihi ve kültürel mirasımızı ihya ettik. Türkiye'yi her alanda gıptayla takip edilen bir konuma getirmeyi başardık. Bundan sonra da inşallah bu şuurla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ecdattan devraldığımız her meziyeti, her güzelliği, her birikimi daha da güçlü bir şekilde geleceğe aktarmaya devam edeceğiz. Kendi değerlerimize sıkı sıkıya sahip çıkacak, onları yeniden yorumlayacak, gardırop modernlerinin yaptığı gibi kuru taklitçilikten uzak duracağız.

"Batıcı jakobenlerin elinde milletimizin kültür hazinesi ihmal edildi"

Kendisini bugün rahmetle andığımız Mehmet Doğan ağabeyin de dikkat çektiği üzere taklit sadece aslını yüceltir. Hele hele kopyacılık mukallidi çürütmekten başka hiçbir işe yaramaz. Türkiye özellikle tek parti faşizmi döneminde buna maruz kalmış, Batıcı jakobenlerin elinde milletimizin kültür hazinesi ihmal edilmiş, tahkir edilmiş, daha vahimi binlerce yıllık köklü miras reddedilmiştir. Ret politikaları ise merhum Tanpınar’ın ifadesiyle kültürel intihara varan kültürel katliamla sonuçlanan felaketlere yol açmıştır. Gelenekle ve milletin değerleriyle kavgalı faşizan zihniyetin politikaları geride fikri, ilmi, akademik ve bilimsel açıdan büyük bir enkaz bırakmıştır. Oysa hepimiz biliyoruz ki geleneği olmayanın geleceği de olmaz.

Kendi mazisine sırtını dönenin bugünü de yarını da karanlıktır. Biz işte bunun için her fırsatta "Kökü mazide olan bir atiyiz" diyoruz. Eğitimden siyasete, kültür ve sanattan mimariye kadar her alanda maziden atiye uzanan sağlam köprüler kurmaya gayret ediyoruz. Millete, aziz milletimizin değerlerine, inancına, tarihine, kültürüne husumet besleyen tüm yaklaşımları elimizin tersiyle itiyoruz. Neoliberal kültürün dayattığı hayat tarzlarının dünyayı adeta istila ettiği bir dönemde asli kimliğimizi koruyarak istikbalimizi inşa etmeye çalışıyoruz. Her geçen gün kendimizi yeniden keşfediyor, medeniyetimizin kültür ve sanat mirasını yeni baştan gün ışığına çıkartıyor, bunları yeni nesillere aktarmanın samimi mücadelesini veriyoruz. Yeditepe Bienali'ni işte bu açıdan da fevkalade kıymetli bulduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

"Boykot bahanesiyle ülkenin ekonomisine zarar vermeye çalıştılar"

Geçtiğimiz haftalarda ana muhalefet partisinin de kışkırtmasıyla mahalle baskısını mumla aratan bir faşist dalgaya şahitlik ettik. Sanat dünyamızı ve sosyal medya fenomenlerini hedef alan zorbalıklar, tahammül sınırlarını aşan korkunç boyutlara ulaştı. Yıllardır özgürlükten bahsedenler, sırf kendilerine destek vermedi diye sanatçılarımızı, sporcularımızı ve gençlerimizi adeta linç ettiler. Öyle ki bu dayatmalardan bunalan birçok isim sosyal medya hesabını kapatmak zorunda kaldı. Sanatçıları fişlediler, sporcuları fişlediler, yerli ve milli markaları fişlediler. Boykot bahanesiyle ülkenin ekonomisine zarar vermeye çalıştılar. Ecdadın emaneti tarihi camilerimize edepsizlik ettiler. Bu ülkede 1940'larda nasıl bir korku ikliminin hüküm sürdüğünü bizlere birkaç hafta içinde örnekleriyle tekrar hatırlattılar. Kültür sanat erbabımız başta olmak üzere milletime şunu tekrar söylüyorum. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz özgürlüklerimizi kimse bu milletin elinden alamaz. Kimse bu ülkenin kültür sanat erbabına dayatmalarda bulunamaz. Kendini ülkenin yegane sahibi zanneden bir avuç zorbanın taşkınlıklarına eyvallah etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz.

"Karanlık günleri geri getirmeye kimsenin gücü yetmez"

Sesi çok çıkanlar, bağıranlar, çağıranlar, sözün şehvetine kapılıp sağa sola tehdit savuranlar kazın ayağının hiç de öyle olmadığını göreceklerdir. Sanatçılarımız, sporcularımız ve gençlerimiz, özellikle müsterih olsun. Ana muhalefetin hortlatmaya çalıştığı tek parti faşizmi tarihe karışmıştır. Eski Türkiye’nin kötü bir hatırası olarak da hep öyle kalacaktır. Darbenin, cuntanın, yasakların ve baskıların egemen olduğu o karanlık günleri geri getirmeye kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecektir."

Anka Haber Ajansı