Erkan Baş'tan İzmir Büyükşehir Belediyesi İçin Chp'ye Çağrı: "Derhal Bu Sürece Müdahale Edilmeli"
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Baş, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde 23 bin işçinin greve çıkmasına ilişkin CHP Genel Merkezi'ne çağrı yaparak, "Derhal bu sürece müdahale edilmeli. Saray politikalarının faturasını zaten bu ülkenin yüzde 99'u emekçiler ödüyor. Doğru olan bunu katmerlendirmek değil buna karşı bir nebze olsun işçi kardeşlerimizin yanında durmaktır. Türkiye İşçi Partisi olarak direnen işçi arkadaşlarımızın haklı taleplerinin amasız fakatsiz yanındayız" dedi.
(TBMM) - Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde 23 bin işçinin greve çıkmasına ilişkin CHP Genel Merkezi'ne çağrı yaparak, "Derhal bu sürece müdahale edilmeli. Saray politikalarının faturasını zaten bu ülkenin yüzde 99'u emekçiler ödüyor. Doğru olan bunu katmerlendirmek değil buna karşı bir nebze olsun işçi kardeşlerimizin yanında durmaktır. Türkiye İşçi Partisi olarak direnen işçi arkadaşlarımızın haklı taleplerinin amasız fakatsız yanındayız" dedi.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM'de yaptığı açıklamada, Numan Kurtulmuş'un yeniden TBMM Başkanı seçilmesine ilişkin olarak, "Hani Türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz diye bir söz var. Memleketin iyiliği, güzelliği için atılan adımları cezalandıran bir iktidar anlayışı hakim. Tam da bu iktidarın yönettiği ülkede bu söz yeni bir anlam kazandı. Burada da hiçbir kötülük mükafatsız kalmıyor. Dolayısıyla anayasaya, doğaya, emeğe, yargıya, yurttaşa ihanet mükafatlandırılıyor. Anayasa'yı ayaklar altına almasıyla hatırlayacağımız TBMM Başkanlığı dönemini Anayasa'yı ayaklar altına almasıyla hatırlayacağımız Numan Bey de mükafatsız bırakılmadı. Bir dönem daha AKP grubu tarafından Meclis Başkanı olarak önerildi ve seçildi. Teamüller bulunmasına rağmen Silivri'de esir tutulan milletvekilimizin katılamadığı bir Meclis Başkanlığı seçimine katılmayı reddettik" ifadesini kullandı.
TBMM Başkanlığı seçiminin sembolik anlamı olduğunu belirten Baş, "Muhalefetin bu tablo karşısında ortak tutum sergileyememesini eleştirdiğimizi paylaşmak isterim. Zaten Meclis Başkanlığı değil, saray noterliği yapan bir kişi TBMM Başkanı seçilecekken bunun karşısında her parti kendi adayını çıkarttı. Üstelik Meclis iç tüzüğünde, "siyasi parti gruplarının Meclis Başkanı adayı göstermesi yasaktır" denmesine rağmen" dedi.
"İktidar yine sınıfta kaldı"
Baş, 10. Yargı Paketi'nin "çok büyük sözlerle" getirildiğine değinerek "Bu ülkede işsizliği, yoksulluğu azaltmazsanız suçun önüne geçemezsiniz. Bugüne kadar olduğu gibi bu paketten sonra da cezaevlerini önce boşaltırsınız. Sonra birkaç ay içerisinde yeniden eski haline döner. Yetmiyor bir de ayrımcılık siyasi tutsaklara dönük olarak düşman hukuku uygulanmaya devam ediliyor ve bu paketlerin içerisinde siyasi tutsaklar itinayla dışarıda tutuluyor" diye konuştu.
Devletin yurttaşlar arasındaki hukuku istediği gibi belirlediğini iddia eden Baş, "Cezaevlerinde kader mahkumu diye anılan haksız, hukuksuz biçimde cezaevinde tutulduğuna inanan ve bayramda ailesiyle birlikte olmayı uman bu duygusu iktidar tarafından beslenen, ümitlendirilen insanlar hayal kırıklığına uğradılar. Bir bütün olarak memleketteki bu yargı düzeninin yarattığı olumsuzlukların, hukuksuzlukların en azından bir nebze olsun rahatlamasını uman yurttaşlarımız büyük hayal kırıklığına uğradılar. İktidar yine sınıfta kaldı" dedi.
"Bu operasyonlar bittikten sonra da Akın Bey bu çabaların karşılığını Adalet Bakanı olarak almayı planlıyor"
"Akın Gürlek'in başını çektiği soruşturmalar son sürat devam ediyor" diyen Baş, şunları kaydetti:
"Dalga dalga itirafçı dedikleri iftiracıları arıyorlar ve bu iftiralara bu kendi deyimleriyle etkin pişmanlık uygulamalarına dayanarak başka herhangi bir dayanak ortaya koymadan yine belediye başkanlarını eski milletvekillerini, bürokratları sabahın köründe evlerini basarak gözaltına aldılar. Utanç verici görüntülerle iktidarın ne yaptığını görürken bizim utandığımız bir benzerini 12 Eylüllerde, daha önceki kumpas davalarında gördüğümüz görüntülerle henüz sadece haklarında bir kovuşturma sürdürülen insanları teşhir ederek sanki suçlularmış gibi, sanki çok büyük suçlar işlemişlermiş gibi kendi yandaş kanalları aracılığıyla hedef haline getiren görüntülerle insanları tutukladılar. Anlaşılan o ki iktidar bir karar vermiş, İstanbul'da kendisinin kaybettiği belediyelerin tamamında seçilmiş belediye bırakmayana kadar bu operasyonları devam ettirecekler. Herhalde bu operasyonlar bittikten sonra da Akın Bey bu çabaların karşılığını Adalet Bakanı olarak almayı planlıyor."
"Grevi kırmaya çalışmak olmaz"
Baş, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde 23 bin işçinin grev yapmasına ilişkin olarak, "Hiçbir zamanda CHP içi meselelere müdahale etmek gibi bir tavır ve tutum içerisinde olmadık. Ama eğer 23 bin işçinin haklarının alınmasını engellemek için CHP içi meseleler bu duruma meze ediliyorsa bizim şunu sorma hakkımız var. 10 yıllardır yönettiğiniz bir kentte önceki belediye başkanlarının suçlu olduğunu söylüyorsanız bile bunun faturasını niye bu işçiler ödüyor? Çok açık söylüyorum. Daha önceki belediye başkanları yanlış bir şeyler yaptıysa siz parti içerisinde farklı taraflardaysanız bunun bedelini işçi arkadaşlara ödetemezsiniz. Konu işçi hakları, emek olunca bazı kesimlerin bu kadar hızlı AKP'lileşmesini aklımız almıyor. AKP'lileşerek seçim kazanılmaz. AKP'lileşerek iktidar olunmaz. Yapılacak şey emekçiye ve işçiye başka bir zihniyetin de mümkün olduğunu göstermektir. Şimdi buradaki işçi arkadaşlarımızın talebi çok basit, net, yalın, sade. Aylarca süren toplu sözleşme masaları kuruluyor. Bu grev kararının yasal grevin uygulanabilmesi için. Aylardır süren müzakerelerde işçilerin haklarını işçilerin taleplerini karşılamayacaksınız. Sonra çöp kamyonlarının direksiyonuna zorla zabıtayı oturtarak sendikasız işçileri sahaya sürerek bu grevi kırmaya çalışacaksınız. Olmaz" ifadesini kullandı.
Baş, CHP Genel Merkezi'ne de çağrı yaparak, "Derhal bu sürece müdahale edilmeli. Saray politikalarının faturasını zaten bu ülkenin yüzde 99'u emekçiler ödüyor. Doğru olan bunu katmerlendirmek değil buna karşı bir nebze olsun işçi kardeşlerimizin yanında durmaktır. Türkiye İşçi Partisi olarak direnen işçi arkadaşlarımızın haklı taleplerinin amasız fakatsiz yanındayız" dedi.
Anka Haber Ajansı