Eskişehir’de Gençler Neden Sokakta?: “Gençlerin Diplomaları 19 Mart’tan Önce Geçerliliğini Yitirdi”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Eskişehir’de protestolara ve yürüyüşlere katılan üniversite öğrencileri, sokağa çıkma gerekçelerini ve beklentilerini anlattı.
Haber: Meltem KARAKAŞ
(ESKİŞEHİR) - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Eskişehir’de protestolara ve yürüyüşlere katılan üniversite öğrencileri, sokağa çıkma gerekçelerini ve beklentilerini anlattı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Türkiye’nin dört bir yanında günlerce protesto gösterileri yapıldı. Protestoların ve yürüyüşlerin en yoğun yaşandığı illerden biri de Eskişehir idi. İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla beraber başta gençler olmak üzere toplumun farklı kesimlerinden birçok kişi hem İmamoğlu’na yönelik operasyona tepki göstermek hem de geleceğe ve ülkeye dair kaygılarını dile getirmek için günlerce süren yürüyüşler gerçekleştirdi. Eskişehir’de de protestolara katılan üniversite öğrencilerinden Irmak Ayşe Demirel, Hakan Demirci ve Bartu Can, sokağa çıkma gerekçelerini anlattı.
Cumhuriyet ve laikliğin yara aldığını düşündüklerini ve bundan duydukları rahatsızlığı anlatan Anadolu Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü öğrencisi Ayşe Irmak Demirel (22), "19 Mart’tan bu yana sokağa çıkma sebebim Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve hapse girmesi olsa da o bir başlangıç olsa da sadece o değil. Adaletsizliğe karşı sokaktayız" dedi. Eskişehir’de gençlerin yalnız bırakıldığını düşündüklerini söyleyen Demirel, parti, ideoloji kaygısıyla değil Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı için sokaklara çıktıklarını belirtti.
Demirel, "Artık biz şöyle düşünüyoruz: Yarın sabah uyandığımızda laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğu bir sabaha uyanabilecek miyiz? 19 Mart’tan bu yana sokağa çıkma sebebim Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve hapse girmesi olsa da o bir başlangıç olsa da sadece o değil. Adaletsizliğe karşı sokaktayız. İlerici Cumhuriyet Birliği’ni kurmamızın sebebi de buydu. Siyasi partilerin hiç birine güvenemiyoruz maalesef. Aynı saatte iki farklı yürüyüş. Eskişehir zaten çok büyük bir yer değil. Neden aynı saate iki farklı yürüyüş koyuluyor? Sorduğum kurum bana diyor ki, çünkü onlar kendi parti bayraklarını getirmek istiyor. Böyle bir durumda bile siyasi partilerin reklam yapmaya çalışması var. Bu süreçte AKP’ye güvenmiyoruz ve bunun için sokaktayız ama CHP, İYİ Parti, TİP vs bunlar da bence sınıfta kaldı. Alanda yürüyüş üzerinden tartışmalar dönüyor. Yok benim bayrağım, senin bayrağın, A Partisi, B partisi geliyor alana kendi parti bayraklarıyla. C Partisi koşa koşa gidip merkezden bayraklarını getirmek zorunda kalıyor. Bu süreçte inancımızı kaybettik” dedi.
“Türkiye Cumhuriyeti var olsun diye sokaktayız”
Demirel, “Bizim endişemiz artık kim iktidara gelecek değil, ‘Yarın ülkemiz olacak mı?’ sorusu. Şeriat korkusu yaşıyoruz. Bunun için sokaktayız, farklı düşüncelerde olsak da ortak kaygımız Cumhuriyet. Tek talebimiz bizi dinlemeleri, duyurmalarıydı ama yapmadılar. Muhalif partiler de destek vermiyor. Özgür Özel çıkıp ‘sokağa çıkın’ dese birçok kişi çıkacak. Biz de bu çağrıları yapacak bir yapı kurmak istiyoruz” dedi.
Demirel, yürüyüşlere katılanların çok farklı siyasi görüşlerden olduğunu belirterek, “Tartışmalar oluyor ama ortak paydamız laik, demokratik Türkiye. Ekipteki arkadaşlarımızın yarısı AK Partili ailelerin çocukları. Bazılarının ailesi eylemlere katıldığını bilse, okuldan alacak belki de. Ama yine de geliyorlar, mücadeleyi bırakmıyorlar” diye konuştu.
“Herkes kendi kurtuluşunun öznesi olmak istedi”
Anadolu Üniversitesi Eczacılık Hizmetleri bölümü öğrencisi Hakan Demirci (22) Hakan Demirci, ekonomik sıkıntılar, laikliğin zayıflaması ve anayasal güvencelerin ortadan kalkması gibi sorunların gençleri sokağa döktüğünü belirterek, “Ülkede artan endişeler ve bir de üstüne tutuklu bir aday gerçeği eklenince, gençler ‘Artık kimse bize yardım etmeyecekse, kendi kurtuluşumun öznesi olayım’ diye düşündü. Ana akım partiler ise bu süreçte sınıfta kaldı. Başlarda hareketin görünürlüğü arttığında destek verir gibi göründüler ama sonra siyasi çıkarlarını ön plana çıkardılar. Bu da zaten şaşırtıcı değildi” dedi.
“Diplomalarımız zaten geçerliliğini yitirmişti”
Demirci, “Ben eylemlere katılırken temel derdim Ekrem İmamoğlu meselesi değildi. Zaten 19 Mart’tan önce de, diplomalarımızın neredeyse bir geçerliliği kalmamıştı. Eğitim sistemimizde laiklik ve bilimsellik yok sayılırken, şeriatı savunan gruplar okullarda rahatça faaliyet yürütüyor, bize ise bir stant açma izni bile verilmiyordu. Böyle bir ortamda geleceğimizi nasıl güvence altına alabilirdik?” diye konuştu.
Demirci, gençlerin ortak talebinin iş güvencesi ve anayasal haklarını kullanabilecekleri bir ülke olduğunu vurgulayarak, “Herkesin güvenle çalışabileceği, kadınların sokakta rahatça hareket edebileceği, sanatta sansürün olmadığı, iş cinayetlerinin azaldığı, yoksulluktan uzak bir Türkiye istiyoruz. Seküler ve cumhuriyetçi insanların sokağa dökülmesi büyük ölçüde bu endişelerden kaynaklanıyor. Biz sadece hakkımızı savunmak, anayasal haklarımızı kullanabilmek istiyoruz” dedi.
“Gençler demokrasi ve cumhuriyetçi birikim için sokağa çıktı”
Gençlerin demokrasi ve cumhuriyet için sokağa çıktığını dile getiren Anadolu Üniversitesi Gazetecilik bölümü öğrencisi Bartu Can (20), “Gençlikte, hatta halkta bir direnme umudu vardı ama korkular da hakimdi. Gençliğin sokağa çıkması, o korkan kitleye umut oldu. İlk başta İmamoğlu’na destek için başlayan yürüyüşler, baskıların sona ermesini isteyen gençlerin talepleriyle devam etti. Bu hareket, sadece İmamoğlu ile sınırlı kalmadı, demokrasi ve cumhuriyetçi birikimi yeniden hatırlatmak için sürdü” dedi.
Can, yürüyüşlerde gençlerin siyasi partilerin bayrak yarışı yapmasından rahatsız olduklarını belirterek, “Cumhuriyetten geriye bir şey kalmadı. Laiklikten, bağımsızlıktan söz etmek bile zor. Gençler, ‘Biz burada hakkımızı arıyoruz ama partiler reklam yapıyor’ diye tepki gösterdi. Bu da düzen partilerinin yaklaşımıydı. Eskişehir’de CHP sınıfta kaldı, diğer partiler ortada yoktu. Emek ve Demokrasi bileşenleriyle hareket edildi, ancak yine düzen partisi refleksi ortaya çıktı. Gençler artık bu durumu görebiliyor” diye ifade etti.
“Farklı görüşler ortak bir hedefte buluştu”
Gençlerin farklı görüşlere rağmen bir araya geldiğini belirten Can, “Bağımsızlık, laiklik, cumhuriyet için mücadele etmek isteyen gençler sokağa çıktı. Ülkücü bir grup bile ‘faşizme karşı omuz omuza’ diyordu. Bu bence cumhuriyetçi birikimin etkisi” dedi.
“Öğrenci-işçi kavramı yaygınlaştı”
Öğrencilerin okuyabilmek için çalışmak zorunda kaldığını vurgulayan Can, “Çevremde çalışmayan arkadaşım sayılı. Sabah derse girip, akşam işe gitmek ve bu döngüyü sürdürmek zorundayız. Bu, yaşanabilir bir hayat değil. Gençlik artık bu sömürünün farkında. Ana muhalefet liderinin diplomasının gitmesi gençlikte ‘Benim diplomam niye gidecek?’ sorusunu doğurdu ve bu durum, ortak mücadele ruhunu daha da güçlendirdi” ifadelerini kullandı.
Anka Haber Ajansı