Mustafa Tuncer: “Türkiye Şeker Fabrikaları'nın Özelleştirme Kapsamından Derhâl Çıkartılması Gerekmektedir”

Mustafa Tuncer: “Türkiye Şeker Fabrikaları'nın Özelleştirme Kapsamından Derhâl Çıkartılması Gerekmektedir”

CHP Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer, TBMM KİT Komisyonu’nda; “Türkiye Şeker Fabrikaları’nın özelleştirme kapsamından derhâl çıkartılması gerekmektedir. Yine, bir cumhuriyet kurumu olan ve kapatılan Şeker Kurumu’nun da bir an önce açılması şarttır. Şeker Kurumu tekrar açılmadığı sürece pancarın stratejik ürün olarak korunması da mümkün olmayacaktır” diye konuştu.

CHP Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer, TBMM KİT Komisyonu’nda; “Türkiye Şeker Fabrikaları’nın özelleştirme kapsamından derhâl çıkartılması gerekmektedir. Yine, bir cumhuriyet kurumu olan ve kapatılan Şeker Kurumu’nun da bir an önce açılması şarttır. Şeker Kurumu tekrar açılmadığı sürece pancarın stratejik ürün olarak korunması da mümkün olmayacaktır” diye konuştu.

TBMM KİT Komisyonu’nda, bugün 2017-2018 ve 2019-2020 raporlarına CHP Grubu’nun yaptığı itirazlar görüşüldü. Görüşmelerde söz alan CHP Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer, Türkiye Şeker Fabrikaları’na ilişkin şunları söyledi:

“ÜLKEMİZE AİT ŞEKER FABRİKALARININ SATIŞI TARIMA VURULAN EN BÜYÜK DARBELERDEN BİRİ OLARAK TARİHTEKİ NOTUNU ALMIŞTIR”

“Kuruma ait olan şeker fabrikalarından 10 adeti özelleştirme kapsamında satılmıştır. Kurum, bu satışlar konusunda şahsi gelecek korkusu yüzünden sessiz kalmış, komisyon ise satışı gündemine dahi taşımamıştır. Avrupa'nın 4'üncü, dünyanın 5'inci büyük şeker pancarı üreticisi olan ülkemize ait şeker fabrikalarının satışı tarıma vurulan en büyük darbelerden biri olarak tarihteki notunu almıştır. Stratejik bir ürün olan, sadece şeker değil melas, alkol, hayvan yemi ve enerji dahi üretilen bir ürünün özel kişilere teslimi, devlet kontrolünden çıkarılması ülkemizin yaşayabileceği buhranlı günlerde büyük sıkıntılara sebep olacaktır ki neticesinde, kovid-19 pandemisi ve Ukrayna-Rusya savaşıyla ekonomik buhran gibi yaşadığımız bugünlerde bunu çok net şekilde gördük.

“AVRUPA'NIN 4'ÜNCÜ, DÜNYANIN 5'İNCİ BÜYÜK ŞEKER PANCARI ÜRETİCİSİ OLMAMIZA RAĞMEN 2022 YILINDA MAALESEF, ÜLKEMİZ ŞEKER İTHAL ETMEK ZORUNDA KALMIŞTIR”

Şeker pancarındaki bozulmaların silolama şartları, iklim ve pancarın özelliğine göre, kampanya süresinin yüz on günü aştığı dönemlerde iyice kendisini gösterdiği görülmektedir. Bozulmaya sebep olan enfeksiyonların giderilmesi için ise formalin kullanılmaktadır. Formalin kullanımının en uygun miktarı 100 ton pancara 20 kilogram olarak tespit edilmesine rağmen uygulamada bu miktarların çok üzerine çıkıldığı görülmektedir. Zehirli bir kimyasal olan formalinin aşırı kullanılmasının insan sağlığına verdiği zarar aşikârdır. Kurumca bu durumun sıkıca kontrolü ve dünyada kullanılan farklı biyositlerden insan sağlığına en az zararlı olanların da denenmesi gerekmektedir ama kurum bu konuda eksik kalmıştır.

Hükûmetlerce uygulanan yanlış tarım politikaları ve pancara verilen düşük fiyat nedeniyle ülkemizde pancar üretimi azalmakta, çiftçi âdeta pancardan kaçmaktadır. Sırf bu nedenle de birçok şeker fabrikası atıl vaziyette kalmıştır. Şeker pancarının tekrar stratejik ürün olarak kabul edilmesi, üretimin teşvik edilmesi, desteklemenin artırılarak doğru biçimde yapılması ve pancar alım fiyatlarının şekere gelen zam dikkate alındığında aynı oranda yükseltilmesi gerektiği hâlde bu da yapılmamıştır. Bu yapılmayınca ne olmuştur? Avrupa'nın 4'üncü, dünyanın 5'inci büyük şeker pancarı üreticisi olmamıza rağmen 2022 yılında maalesef, ülkemiz şeker ithal etmek zorunda kalmıştır. Geçmiş yıllarda pancarın tohumunu kendimiz yetiştirip kendi üreticimiz ve kendi kurumlarımız para kazanırken sebebi açıklanamayan bir sebeple üretim bırakılmış ve ithalata geçilmiştir. Son yıllarda bazı bölgelerde tekrar tohumu üretmeye başlasak da tohum üretimi hâlen çok yetersiz seviyededir. Yerli tohum üretiminin teşvik edilmesi ve çiftçinin buna yönlendirilmesi gerekirken Amasya gibi en önemli elit üreticisi olan il dahi elit üretmekten vazgeçmiştir.

“TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRME KAPSAMINDAN DERHÂL ÇIKARTILMASI GEREKMEKTEDİR”

Kurum bünyesindeki fabrikaların modernizasyonunun yapılması gerektiği hâlde bu kaplumbağa hızıyla ilerlemektedir, günümüz teknolojisine acilen uyarlanması gerekmektedir. Bu geliştirmelerin yapılmasının ardından fabrikaların satılmaması -Turhal Şeker Fabrikası’nda görüldüğü gibi- tam tersine kurumca işletilmesi ve kapasitesinin artırılarak bu ülkeye daha büyük katma değer sunmasının sağlanması gerekmektedir. Yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithalatının azaltılması yeterli olmayıp bundan tamamen vazgeçilmelidir. Yine, mülkiyeti kuruma ait olan Kütahya Şeker Fabrikası’ndaki arsa ile ilgili yeterli hassasiyetin gösterilmediği görülmektedir. Alan olarak da bedel olarak da çok yüksek olan bu arsa eğer bu şekilde ilgilenilmeye devam edilirse maalesef kurumun elinden gidecektir.

Türkiye Şeker Fabrikaları’nın özelleştirme kapsamından derhâl çıkartılması gerekmektedir. Yine, bir cumhuriyet kurumu olan ve kapatılan Şeker Kurumu’nun da bir an önce açılması şarttır. Şeker Kurumu tekrar açılmadığı sürece pancarın stratejik ürün olarak korunması da mümkün olmayacaktır. Pancarın bozulmasının önlenmesi için kampanya dönemlerinin ne yapılıp ne edilip 100 günün altına mutlaka düşürülmesi ve üreticinin pancarını erken söküp bir an önce tesliminin sağlanması için erken söküm priminin çiftçinin de kabul edip uygulayacağı bir orana mutlaka çıkartılması gerekmektedir diyorum.”

Anka Haber Ajansı