Yeni Yol Grup Toplantısı...ali Babacan: "İnfaz Paketi Toplumsal Barışımıza Hizmet Etmelidir"
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 10. yargı paketine ilişkin "Bu paketin toplum vicdanını yaralamaması son derece önemli. İnfaz paketi toplumsal barışımıza hizmet etmelidir. Bu yasa hali hazırda güvensiz sokakları daha da güvensiz hale getirmemelidir. Bu paket toplumdaki adaletsizlik duygusunu artırmamalı. Vatandaşlarımızın bir sorun yaşadığında 'devlet bana sahip çıkar, hakkımı savunur' demeye ihtiyacı var" dedi.
(ANKARA) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 10. yargı paketine ilişkin "Bu paketin toplum vicdanını yaralamaması son derece önemli. İnfaz paketi toplumsal barışımıza hizmet etmelidir. Bu yasa hali hazırda güvensiz sokakları daha da güvensiz hale getirmemelidir. Bu paket toplumdaki adaletsizlik duygusunu artırmamalı. Vatandaşlarımızın bir sorun yaşadığında "devlet bana sahip çıkar, hakkımı savunur" demeye ihtiyacı var" dedi.
Yeni Yol'un grup toplantısında konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ali Babacan, konuşmasına Azerbaycan'ın Bağımsızlık Günü'nü ve Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımı'nı kutlayarak başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Siyaset demokrasiyi güçlendirmek için yapılır" ve "Milleti dinlemez, halkın sorunlarına çözüm üretmezseniz; halkçı değil, ya rantçı olursunuz ya da bantçı olursunuz" sözlerini hatırlatan Babacan, şunları kaydetti:
"Bir ülkenin kaderi inatla değil, akılla, sağduyuyla ve vicdanla yazılır. Siyaset ise öfkeyle, intikam duygusuyla değil, uzlaşıyla, ortak akılla ve milletin iradesiyle yapılır. Geçtiğimiz hafta sonu sayın Erdoğan şöyle bir açıklama yaptı. Aynen kendi cümleleriyle aktarıyor. Diyor ki, "siyaset demokrasiyi güçlendirmek için yapılır." "Milleti dinlemez, halkın sorunlarına çözüm üretmezseniz; halkçı değil rantçı olursunuz." Herhalde sadece ben değil, bu cümleleri işten herkes şaşırıp kalmıştır. Sanki iktidarı eleştiren, iktidarı eleştiren herkesi susturan, yargıyı siyasallaştıran, benim yargım diyerek adaleti kendi çizgisine çekmeye çalışan kendisi değilmiş gibi. Sanki milletin taleplerini değil, etraflarına çöreklenmiş menfaat şebekesini önceleyen bu iktidar değilmiş gibi.
Bu ülkede milletin sırtına yük bindikçe birilerinin serveti katlandı. Milletin sesi kısıldıkça birilerinin makamları büyüttü. Bakın, halkçılık nedir? Rantçılık nedir? Sizi hemen özetleyeyim. Halkçılık adil olmaktır. Rantçılık enflasyonu patlatıp faizleri yüzde 50'ye çıkartmaktır. Halkçılık şeffaf olmaktır. Rantçılık kur korumalı mevduat hesabı diye bir ucubeyi kırk yıl sonra yeniden getirip bu ülkenin başına bela yapmaktır. Halkçılık hesap verebilmektir. Rantçılık imar değişiklikleriyle yandaşları zengin etmektir. Şimdi, sayın Erdoğan'ın tabiriyle kim halkçı, kim rantçı artık milletimizin takdirine bırakıyoruz."
"Düzensizlik, kanunsuzluk ve çürüme bulaşıcıdır"
Babacan, 27 Mayıs darbesinin 65. yıl dönümünde Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı rahmetle anarak, milletin vesayete ve darbecilere asla sahip çıkmadığını vurguladı.
Ali Babacan, geçtiğimiz günlerde Anayasa'nın bir kez daha, bu kez Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında delindiğini belirterek, iktidarın hukuku defalarca ayaklar altına aldığını ve bu alışkanlığın Meclis'e de sirayet ettiğini söyledi. Hakimler ve Savcılar Kurulu'na üye seçiminde Anayasa'nın açık hükümlerine rağmen komisyonun kura yerine yeniden seçim yaptığını ifade eden Babacan, bunun açık bir anayasa ihlali olduğunu vurguladı. Babacan, "Düzensizlik, kanunsuzluk ve çürüme bulaşıcıdır. Bir elmanın bir yerinde çürüme başladıysa devamı gelir. Çürüme elmanın tamamına yayılır" diyerek uyarıda bulundu.
Babacan, ‘Kırık Cam Teorisi'ni hatırlatarak, "İktidarın tepesindekileri uyarıyorum. "Anayasa bir kez delinirse çok şey olur" diyorum. Sizden cesaret alan bazı hakimler, savcılar ülkenin "başındaki uymuyor, Meclis uymuyor, ben de uymayabilirim der." Uymuyorum hastalığı tüm ülkeye yayılır. Bu ülkede artık hiçbir şey dikiş tutmaz. Geçen hafta bu Meclis çatısı altında yapılan Anayasa ihlalini küçük bir şey olarak görmeyelim. O delik büyür. Bir konuda anayasa ihlali yapan başka konularda da artık tutamazsınız. Hep beraber sağlam durmak zorundayız" diye konuştu.
"Bu ülkenin milyonlarca gencinin zehirlenmesine izin vermeyeceğiz"
Sanal kumar ve madde bağımlılığına karşı eleştirilerini dile getiren Babacan, "Buyrun, 2025 yılı aile yılının özeti işte burada. Sanal kumar, bahis, sigara, madde bağımlılığı. Ülkede artmayan bağımlılık yok" dedi. Ali Babacan, milletvekili Elif Esen ve diğer bazı vekillerin öncülüğünde madde bağımlılığına karşı yürütülen çalışmalara değinerek, Haziran sonunda üç partinin ortaklaşa farkındalık kampanyası yürüteceğini belirtti. Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Memleketimizde huzur yok, bereket yok, refah yok. Ne var? Sigara var, kumar var, her türlü keseye uygun, her türden uyuşturucu var. Anayasa’nın 58. maddesi ne diyor? "Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır." Buradan Erdoğan'a sesleniyorum. HSK seçimlerinde Anayasa’yı çiğnediniz. AYM ve AHİM kararlarına uymayıp pek çok insanı hala hapishanelerde tutmaya devam ediyorsunuz. Hukuku ayaklar altına aldınız, ülkede güvenilen tek bir kurum bile bırakmadınız. Hiç olmazsa gençlerimizin hatırına, ağlayan annelerin, göz yaşı döken babaların hatırına yüz çevirdiğiniz şu anayasanın 58. maddesini bir hatırlayın ya.
Erdoğan'ın çevresindekilere de seslenmek istiyorum. Onun izniyle kumar oynatanlara da sesleniyorum. Daha doymadınız mı? Bu ülkenin gençlerini, gençlerinin yarınlarını mahvediyorsunuz. Gözünüz hala doymadı mı? İnsanlarımızı zehirleyen maddelerin ticaretini yapanlar, buna göz yumanlar, türlü türlü gemilere, uçaklara her türden zehri dolduranlar, bunlara yol verenler, hepinize sesleniyorum. Siz sanıyor musunuz ki, 3-5 kişi çuvallar dolusu doları götürecek diye bu ülkenin milyonlarca gencinin zehirlenmesine izin vermeyeceğiz. Karşınızda biz varız biz, buradayız, hep beraberiz.
Külliyedekiler de duysun, şürekası da duysun. Gemilerle uyuşturucu ticareti yapanlar da satanlar da onlara ortak olanlar da onlara göz yumanlar da duysun. Biz bunların gençlerimizi zehirlemesine sessiz kalacak mıyız? Hayır. 3-5 kişi ceplerini doldursun diye gençlerimizin kumar batağına düşmesine sessiz kalacak mıyız? Hayır. Uyuşturucuya, sanal kumara sessiz kalacak mıyız? Hayır. Sessiz kalmayacağız arkadaşlar."
"İnfaz paketi toplumsal barışımıza hizmet etmelidir"
Babacan, 10. yargı paketine ilişkin, "Bu paketin toplum vicdanını yaralamaması son derece önemli. İnfaz paketi toplumsal barışımıza hizmet etmelidir. Bu yasa hali hazırda güvensiz sokakları daha da güvensiz hale getirmemelidir. Bu paket toplumdaki adaletsizlik duygusunu artırmamalı. Vatandaşlarımızın bir sorun yaşadığında "devlet bana sahip çıkar, hakkımı savunur" demeye ihtiyacı var. Sokakta yürüyen bir kadın arkasına fazladan bir kez daha bakacaksa bizim bu pakete itirazımız var. Pazarda kendi halinde dolaşan bir gencimizin hayatı şehir eşkıyaları tarafından bir kez daha tehdit edilecekse bizim bu pakete itirazımız var. Trafikte, sokakta vatandaşlarımız kendini güvensiz hissedecekse, esnafımız birileri gelip de dükkanıma çökecek diye daha fazla tedirgin olacaksa bizim bu pakete itirazımız var. Bizim ilkelerimiz belli. Cezada adalet, infazda eşittik. Buna uygun bir paket kuşkusuz meclis çatısı altında görüşülmeye başlandığında biz de bu konuyla ilgili gerekli görüşlerimizi duruşumuzu sağlam bir şekilde ortaya koyacağız" değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul'un fethinin 572. yıl dönümü vesilesiyle Fatih Sultan Mehmet'i anan Babacan, Fatih'in emaneti olan İstanbul'da yeşilin katledildiğini, tarihi dokunun yok edildiğini ve vahşi şehirleşmeyle depreme karşı savunmasız bir hale getirildiğini belirtti.
Ülkenin barışa yöneldiği bu günlerde doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye kararlılıkla devam edeceklerini vurgulayan Babacan, "Bu önemli konuyu bir fırsatçılık alanı olarak görmüyoruz. Bizler hamasetten değil siyasetten medet umuyoruz. Bizler milletle, halkla olan bağımızı her zaman sağlam tutuyoruz. İnşallah birlikte yürüyecek çok yolumuz, birlikte göreceğimiz çok güzel günler, mutlu yarınlar var" dedi.
Anka Haber Ajansı