Yeni Yol Grup Toplantısı... Davutoğlu: "Pkk'nın Silah Bırakması Tüm Bölgenin Kazancı Olur"

Yeni Yol Grup Toplantısı... Davutoğlu: "Pkk'nın Silah Bırakması Tüm Bölgenin Kazancı Olur"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, PKK’nın silah bırakmasının sadece Türkiye’nin değil, bütün bölgenin kazancı olacağını ifade ederek, "Bu gelişme sayesinde Türkiye kazanır; Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi kazanır, Suriye kazanır, Irak kazanır. Velhasıl tüm dini ve etnik unsurların bölgesel, kültürel, siyasi, sosyal ve jeopolitik kaderinin ortak olduğu bu coğrafyada, bazıları dar ideolojik dünyalarından hareketle bizleri hayalcilikle suçlasa da bu benzetmeyi yapmaktan hiç gocunmuyorum. Avrupa B

(TBMM) - Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, PKK’nın silah bırakmasının sadece Türkiye’nin değil, bütün bölgenin kazancı olacağını ifade ederek, "Bu gelişme sayesinde Türkiye kazanır; Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi kazanır, Suriye kazanır, Irak kazanır. Velhasıl tüm dini ve etnik unsurların bölgesel, kültürel, siyasi, sosyal ve jeopolitik kaderinin ortak olduğu bu coğrafyada, bazıları dar ideolojik dünyalarından hareketle bizleri hayalcilikle suçlasa da bu benzetmeyi yapmaktan hiç gocunmuyorum. Avrupa Birliği benzeri bir askeri, ticari, kültürel, sosyal entegrasyonun uzak bir hülya olmayacağının altını bir kez daha çizmek isterim. Dışişleri Bakanlığım günlerde kurmanın eşiğine geldiğimiz ‘Mezopotamya Birliği’, ‘Levant Birliği’ gibi bölgesel entegrasyon modellerini tekrar devreye sokmalıyız. Terörü de savaşı da yok edecek en önemli araç karşılıklı ekonomik bağımlılık ve entegrasyondur" dedi.

Yeni Yol Grup Toplantısı'nda konuşan Ahmet Davutoğlu, geçen hafta Süleymaniye’de düzenlenen Delphi Forumu’na katılım sağladığını ve bölgenin Kerkük, Musul, Telafer, Süleymaniye, Altınköprü, Erbil gibi kentlerine ziyaretlerde bulunduğunu hatırlattı.

Davutoğlu, ziyareti kapsamında Türkmen, Kürt ve Arap liderlerle, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid, KDP Başkanı Mesut Barzani, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani, Irak Türkmen Cephesi Başkanı Mehmet Saman Aga, Kerkük Milletvekili Erşat Salihi gibi siyasi isimlerle görüşmeler gerçekleştirdiğini anlattı.

"Birileri "Hangi yetkiyle oralarda dolaşıyor?" diye dedikodumuzu yaptı"

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim yüreğimiz Kerkük, Kırım, Doğu Türkistan, Bosna, Gazze, Arakan ile yanarken, dilimiz onların dertleriyle figan ederken birileri yine bizi sömürgeci ağzıyla ‘Yeni Osmanlıcılıkla’ suçluyor, başka birileri de oturdukları lüks koltuklardan ‘Hangi yetkiyle oralarda dolaşıyor?’ diye arkamızdan dedikodumuzu yaptı. İşte tekrar söylüyorum; ben devlet bilincimi Selçuklu başkenti Konya’da doğmaktan aldım, cihanşümul iddialarımı bir cihan imparatorluğu olan Osmanlı’nın başkenti İstanbul’da büyümekten aldım; bağımsızlık bilincimi Cumhuriyet başkenti Ankara’dan aldım. Yetkimi mi soruyorsunuz? Onu da herhangi bir faniden değil, beni bu coğrafyada yaratan Rabbimden, bana bu coğrafyanın tarihi mirasını devreden ecdadımdan aldım."

"Biz bir adada yaşamıyoruz, sınırlarımız da duvar değil, sömürgecilerin böldüğü geçişken sınırlar"

Ziyaretlerinin terör örgütü PKK’nın kendisini fesih kararı sonrasına denk geldiğini, hem bu süreçle ilgili kanaatleri dinlediklerini hem de kendi vizyonlarını muhataplarla paylaştıklarını söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Sadece ‘Terörsüz Türkiye’ değil ‘terörsüz bölge’ ilkesiyle hareket etmek zorundayız, çünkü bölgede terör varsa Türkiye’nin de bundan etkilenmesi kaçınılmazdır. Unutmayalım, biz bir adada yaşamıyoruz, sınırlarımız da duvar değil, sömürgecilerin böldüğü geçişken sınırlar. Vizyonumuzu sadece ‘terörsüz’ ifadesinde olduğu gibi -süz, -sız gibi olumsuz eklerle değil, olumlu sıfatlarla tanımlamalıyız. Mesela ülkemiz için de bölgemiz için de ‘insan onuruna dayalı’ siyasal düzen iddiasını, ‘kalkınmış müreffeh’ ekonomik düzen şiarını savunmalıyız. Tam da ülkemiz, dünya ve bölgemiz önemli gelişmelerin eşiğinden geçerken, Türkmeni, Kürdü, Arabı, Müslümanı, Hristiyanı, Sünnisi, Şiisi, Alevisi, Dürzisi, Ezidisiyle bütün bölge halklarına karşılıklı saygı içinde bir bölgesel barış düzeni vaadinde bulunmalıyız.

"AB benzeri askeri, ticari, kültürel, sosyal entegrasyonun uzak bir hülya olmayacağının altını çizmek isterim"

Mesela PKK’nın silah bırakma süreci sadece Türkiye’nin değil, bütün bir bölgenin kazancı olur. Görüşmeler yaptığımız tüm liderler de bizimle bu görüşü paylaştılar. Bu gelişme sayesinde Türkiye kazanır; Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi kazanır, Suriye kazanır, Irak kazanır. Velhasıl tüm dini ve etnik unsurların bölgesel, kültürel, siyasi, sosyal ve jeopolitik kaderinin ortak olduğu bu coğrafyada, bazıları dar ideolojik dünyalarından hareketle bizleri hayalcilikle suçlasa da bu benzetmeyi yapmaktan hiç gocunmuyorum. Avrupa Birliği benzeri bir askeri, ticari, kültürel, sosyal entegrasyonun uzak bir hülya olmayacağının altını bir kez daha umut ve kararlılıkla çizmek isterim. Dışişleri Bakanlığım günlerde kurmanın eşiğine geldiğimiz ‘Mezopotamya Birliği’, ‘Levant Birliği’ gibi bölgesel entegrasyon modellerini tekrar devreye sokmalıyız. Terörü de savaşı da yok edecek en önemli araç karşılıklı ekonomik bağımlılık ve entegrasyondur. Terör, küçük hedefler ve dar menfaatler, ideolojik takıntılar, hegemonik egolar ortadan kalktığında, küresel güçlerin havuç siyasetine pabuç bırakmayacak bir ufuk ve vizyona birlikte kavuşulduğunda, kapsayıcılık ve karşılıklı bağımlılığın zorunluluğu iyi anlaşıldığında, bu vizyon ve kararlılık bütün bir bölgeyi ihya edecek ve gerçek ve geniş bir kazan-kazan coğrafyası inşa edilmiş olacaktır. Yeter ki cesur ve azimli olalım. Ortak bölgemize yukardan ve dışardan değil, içerden sahiplenerek bakalım."

Davutoğlu: "Erdoğan ve Bahçeli yüz yüze görüşmek isterlerse icabet ederim"

Bölgedeki gözlemlerini paylaşmak üzere başta CHP Genel Başkanı Özgür Özel olmak üzere muhalefet partilerin genel başkanları ile bir görüşme takvimi oluşturduğunu, ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye gözlem ve tavsiyelerini içeren kapsamlı mektuplar göndereceğini, yüz yüze görüşmek isterlerse buna icabet etmeyi de bir devlet görevi olarak göreceğini sözlerine ekleyen Davutoğlu, "Bu ateş çemberinde kimsenin küçük hesap yapmaya hakkı yoktur" dedi.

"Bu silahsızlanmanın başta İsrail olmak üzere bu süreci provoke etmek isteyecek..."

Davutoğlu, konuşmasında "Terörsüz Türkiye" sürecinde Türkiye'de ve bölgede uygulanması gerektiğini düşündüğü yol haritasını da paylaştı. Davutoğlu, şu önerilerde bulundu:

"PKK’nın silahsızlanma süreci bir an önce başlamalıdır. Türk, Irak ve IKBY askeri ve istihbarat yetkililerinden oluşan üçlü bir komisyonun huzurunda yapılacak bir silah bırakma töreni ve devamında takvime bağlanacak mutlak bir silahsızlanma olmaksızın sürecin işleyeceğinden emin olamayız. Mart 2013'te ilan edildiği şekilde PKK’nın Türkiye’yi silahları ile birlikte terketmesi gereken haziran öncesinde yaşananların süreci nasıl olumsuz etkilediği unutulmamalıdır. Bu silahsızlanmanın başta İsrail olmak üzere bu süreci provoke etmek isteyecek güçlerin harekete geçmesine fırsat vermeden derhal yapılması elzemdir. Bu hususu Kuzey Irak’ta görüştüğüm bütün muhataplarıma da en açık şekilde dile getirdim.

"PKK’nın lojistik ve finansal ağları dağıtılmalıdır"

PKK’nın insan unsurunun dağıtılması şüphe bırakmayacak bir netlikte gerçekleştirilmelidir. Türkiye’de herhangi bir suça karışmamış alt kadroların rehabilitasyonu ve üst kadroların Türkiye’nin denetimine açık bir mekanda bulundurulmaları sağlanmalıdır. PKK’nın lojistik ve finansal ağları dağıtılmalıdır. Silahsızlanma, insan kaynağının ve lojistik/finansal ağın dağıtılması süreçlerinde Irak’taki aktörlere düşecek görevler netleştirilmeli ve muhataplara iletilmelidir. Konuştuğumuz muhatapların hemen hemen tamamı yol haritasını ve kendilerine bu yol haritasında düşecek rolü merak etmektedirler.

"Suriye Kürtlerinin sisteme eşit vatandaşlar olarak entegrasyonu kritik..."

Ziyaretim esnasında muhataplarımızın bana ilettikleri en yoğun sorular Suriye Kürtlerinin geleceği ile ilgili olmuştur. Suriye’deki silahlı bütün milislerin dağıtılması ve merkezi ordunun hiyerarşik düzeninin sağlanması yanında Suriye Kürtlerinin sisteme tam anlamıyla eşit vatandaşlar olarak entegre edilmesi silahsızlanma ile birlikte sürecin en kritik eşiğini oluşturmaktadır. Türkiye’nin himayesinde Suriye’deki sürecin Kürtlerin haklarını da koruyacak şekilde sağlıklı şekilde işletilmesi Irak’taki grupların sürece katkısını artıracaktır.

Süreçle ilgili genelde Irak’a özelde Kuzey Irak’taki gruplara dönük kapsamlı bir kamu diplomasisi atağı başlatılmalı ve bu çerçevede Kürtçe, Arapça ve Türkmence anlık mesajlar iletecek özel bir birim oluşturulmalıdır. Bu kamu diplomasisinde sorunun sadece Türkiye ile alakalı olmadığını ortaya koymak için "Terörsüz Türkiye" yanında "terörsüz bölge" kavramı da öne çıkarılmalıdır. Bağdat Büyükelçiliğimiz, Musul ve Erbil Başkonsolosluklarımız ve MİT Başkanlığımız yetkilileri taraflarla teması etkin bir şekilde yürütmekle birlikte bölgeye daha fazla siyasi kimlikli şahsiyetlerin giderek bu kamu diplomasisine destek vermesi önemlidir."

Davutoğlu'ndan komisyona destek: "TBMM Başkanı Sayın Kurtulmuş’u bu konuda harekete geçmeye çağırıyorum"

Öte yandan Davutoğlu konuşmasında sürece ilişkin Mecliste oluşturulması planlanan komisyonun bir an önce kurulması çağrısında bulundu. Davutoğlu, “Bu komisyonun kompozisyonu, çalışma yöntemi ve yetkilendirilmesi konusunda farklı teklifle de değerlendirilmeli; ancak gecikilmemelidir. TBMM Başkanı Sayın Kurtulmuş’u bu konuda harekete geçmeye çağırıyorum” ifadelerini kullandı.

Anka Haber Ajansı