Chp'li Gürer: Temmuz Ayında Mutlak Suretle Asgari Ücretin Enflasyon Da Dikkat Alarak Artırılması Gerek

Chp'li Gürer: Temmuz Ayında Mutlak Suretle Asgari Ücretin Enflasyon Da Dikkat Alarak Artırılması Gerek

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Asgari ücret 2024 yılında iktidar tarafından başladığı gibi yıl sonuna kadar artırılmadan sürdü ancak içinde bulunduğumuz koşullarda bu yıl bunun sürdürülebilirliği yok çünkü verilen asgari ücrette bir Kurban Bayramı’nda koyun dahi işçilerimizin alabilmesi olası değil. Temmuz ayında mutlak suretle asgari ücretin enflasyon da dikkat alarak artırılması gerekir. Bu surette en azından neredeyse genel ücrete dönen asgari ücret, alım gücü artırılarak insanca yaşam koşulla

(TBMM) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Asgari ücret 2024 yılında iktidar tarafından başladığı gibi yıl sonuna kadar artırılmadan sürdü ancak içinde bulunduğumuz koşullarda bu yıl bunun sürdürülebilirliği yok çünkü verilen asgari ücrette bir Kurban Bayramı’nda koyun dahi işçilerimizin alabilmesi olası değil. Temmuz ayında mutlak suretle asgari ücretin enflasyon da dikkat alarak artırılması gerekir. Bu surette en azından neredeyse genel ücrete dönen asgari ücret, alım gücü artırılarak insanca yaşam koşullarında hayat sürdürmelerine katkı sağlanabilir" dedi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında kamuda toplu iş sözlemesi süreci ve asgari ücrete ara zam yapılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gürer'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, asgari ücretle ilgili soruya verdiği yanıtta bu konuda bir çalışmanın olmadığını ayrıca kamu işçileriyle ilgili görüşmelerin de sürdüğünü ifade etti. 600 bine yakın işçiyi ilgilendiren 2025 yılı kamu toplu iş sözleşmesi çerçeve protokol süreci devam ediyor. Doğal olarak 600 bin kamu işçisinin beklentisi enflasyonla ortaya çıkan ülkemizde yaşanan ekonomik krizle içine düşürüldükleri daralan alım gücünü etkileyecek olumlu bir ücret artışının sağlanması. 2002 yılında kamu işçileri asgari ücretin 5.5 katını alıyorlardı. Günümüzde ise 1 katının üzerinde ücreti dahi çoğu işçimiz alamıyor. Bu protokol dahilinde mutlak suretle iyileştirici ve sendikaların da önerdiği bir artışın sağlanacağı süreç yaratılmalıdır. Bu sözleşme sürecinde kamuda kalan 696 Sayılı KHK’nın kapsamı dışında tutulan taşeron işçilerin de tamamı çalıştıkları kurum kadrosuna alınmalıdır.

Asgari ücret 2024 yılında iktidar tarafından başladığı gibi yıl sonuna kadar artırılmadan sürdü ancak içinde bulunduğumuz koşullarda bu yıl bunun sürdürülebilirliği yok çünkü verilen asgari ücrette bir Kurban Bayramı’nda koyun dahi işçilerimizin alabilmesi olası değil. Temmuz ayında mutlak suretle asgari ücretin enflasyon da dikkat alarak artırılması gerekir. Bu surette en azından neredeyse genel ücrete dönen asgari ücret, alım gücü artırılarak insanca yaşam koşullarında hayat sürdürmelerine katkı sağlanabilir. Asgari ücret, geçmişte sendikaların geniş üye yapısı varken taban ücretti, günümüzde özellikle özel sektörde bu ücret tamamen uygulanan ücrete dönüştü. Asgari ücrette işverenin yükün önemli ölçüde iktidar yaptığı düzenlemelerle üstleniyor. Ama işçinin içinde bulunduğu koşullar işverenlerinkinden daha zor. Buna rağmen işveren, ‘Artan vergi yükünün yanı sıra uygulamadaki düzenlemelerle ve faizin varlığında artık biz de dayanamıyoruz’ diyor. Onun için Çin’den Mısır’a kadar fabrikalarını taşıyanlar var. Bu da Türkiye’de yeni bir işsizlik dalgasının da önünü açıyor."

"125 liraya fındık satarak hem devleti hem kurumunuzu zarara uğratıyorsunuz hem de üreticinin mağduriyetini artırıyorsunuz"

CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun da TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, geçen ay yaşanan zirai don felaketi nedeniyle zarara uğrayan üreticilerin yaşadığı sorunlara değindi. Torun, şöyle konuştu:

“Geçtiğimiz haftalarda Ordu’da ve birçok ilde don hadisesi yaşandı. Sadece fındık da değil, birçok tarım ürünü bu don hadisesinden dolayı ciddi zarar gördü. Fındıkta da 300 ve 500 rakımın üzerindeki bölgelerde neredeyse yüzde 100’e varan hasarlar oluşturdu. Yetkililer ve Tarım Bakanı geldi, mağduriyetin giderileceğini ifade etti ama şu ana tık yok. Kameralara poz vermek, basına haber yapmak için mi geldiniz, yoksa gerçekten üreticinin mağduriyetini gidermek için mi? Bahçelerdeki hasar durumunu açıklamadınız, TARSİM kılını kıpırdatmıyor, üreticinin zararını karşılama adına hala bir hareket yok, ayrıca TARSİM kapsamında olmayan veya 2b statüsünde olan arazileri için de bir açıklama yapılmadı. Bir an önce bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Özellikle afet kapsamına alınması lazım ve üreticinin don tehlikesinden dolayı yaşayacağı mağduriyetin giderilmesi lazım. Tarım Bakanlığı hala konuya duyarsız.

TMO 125 liradan piyasaya fındık sürdü. Fındık piyasada 180-200 lira civarında. 125 liraya fındık satarak hem devleti hem kurumunuzu zarara uğratıyorsunuz hem de üreticinin mağduriyetini artırıyorsunuz. Eğer birilerini zengin etmek istiyorsanız bunu açıkça ifade edin ama üretici sizin bu yaptığınızı asla unutmayacak. Kimi zengin etmek istediğinizi, kurumu hangi zararla karşı karşıya bırakmak istediğinizi gayet iyi biliyoruz. Üreticilerimizin Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri ve özel bankalara olan borçları faizsiz olarak senede bir kere ödeme koşuluyla en az üç yıla yayılmalıdır. Tarımsal krediler tekrar açılmalı, üreticimize mutlaka tekrar kullanımı sağlanmalıdır. Bir sene geriden ödenen tarımsal destek kredileri öne çekilerek bir an önce üreticilerimize erken ödenmelidir. Tarım sigortası olmayan üreticilerimizin zarar oranları tespit edilerek ödemeleri en kısa sürede sağlanmalıdır."

Anka Haber Ajansı